21 Kasım 2024
PUSULA EĞİTİM KÜLTÜR SANAT VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ

Fıkralar-2

 

Fıkralar-1  Fıkralar-2 Fıkralar-3  Fıkralar-4  Fıkralar-5

Çok Bahşiş

Cimriliği ile meşhur bir İskoçyalı, otel görevlisine bavullarını taşıtınca eline bir şey sıkıştırıp:

—Al bunu da birkaç bardak çay içersin, der.

İskoçyalı gidince görevlinin arkadaşı yanına yaklaşarak sorar:

—Çok mu bahşiş verdi?

Beriki sinirli sinirli elindekini göstererek:

—Birkaç sefer çay içersin diye bir kesme şeker verdi.

 

Kekeme Okulu

Taksi şoförü müşterisine sordu:

—Nereye gidiyoruz beyefendi?

Müşteri cevap verdi:

-Ke… ke… ke…ke… kekeme okuluna.

Şoför hayretle:

—Beyefendi siz maşallah çok iyi kekeliyorsunuz okuluna ne hacet?

 

Vantilatör

Bir gün bütün dünya ülkelerinin üst kademe yöneticileri dünyaca meşhur bir otelde görüşmeler yapmak üzere bir araya toplanırlar. İşe yeni giren bir garson, şef garsona salondaki kimi hızlı, kimi yavaş kimi de geri giden saatleri sorar. Şef garson her bir saatin bir ülkeyi temsil ettiğini her ülke yöneticisinin yalanlarına göre hızlı veya yavaş hareket ettiklerini söyler.

Acemi garson:

—Türkiye saati nerede? diye sorar.

Şef garson:

—Biz onu vantilatör olarak kullanıyoruz, der.

 

Kısaca Kevser Derler

Din dersinde müfettiş bir öğrenciye sordu:

—Adın ne yavrum?

—Fatih efendim.

—Peki bir fatiha oku da dinleyelim bakalım.

Daha sonra müfettiş başka bir çocuğu kaldırarak:

—Senin adın ne yavrum?

—Benim adım Yasin ama arkadaşlarım bana kısaca Kevser derler efendim.

 

Neden Kanamış

Metin okuldan dönünce annesi burnunun kanadığını gördü. Telaşlanarak sebebini sordu.

Metin:

—Bugün okula hokkabaz geldi. Beni çağırıp burnumdan beş tane on bin liralık çıkarttı, dedi.

Annesi:

—Ama yavrucuğum, onun yaptığı hokkabazlık. Ondan dolayı insanın burnu kanamaz ki.

—Biliyorum anneciğim zaten benim burnum da o zaman kanamadı. Okuldan çıkınca arkadaşlarım bakalım başka para varmı diye burnumu karıştırdılar da ondan kanadı.

 

Oğlanın Şöhreti

Adam büyük bir gururla anlatıyordu:

—Bizim oğlanın maşallahı var, yazdıklarını binlerce kişi okuyor?

Arkadaşı merakla:

—Yaa ne işle meşgul sizin oğlan.

—Tabelacı.

 

Beyin Ameliyatı

Temel Cemal’e raslar:

—Ne o bir deri bir kemik olmişsun.

—Sorma beyin ameliyati geçirdum, tam 20 çilo verdim.

—Deme ya sende o kadar beyin var miydu.

 

Sıra Kimde

Doktor hastanedeki görevini bitirmiş muayenehanesine gelmişti.

Bekleyen çok hasta vardı.

Doktor:

-En çok kim beklediyse o gelsin, dedi.

Orada bulunan bir adam:

—Doktor bey, dedi ben iki aydır bekliyorum.

Hâlâ diktirdiğiniz elbisenin parasını vermediniz.

 

Kim Beğenecek

Müşteri bakkala bir pusula gönderdi.

—Bana beş kilo yağ, bir kilo pastırma, bir kilo sucuk yollayın.  Beğenirsem çeki gönderirim.

Bakkal hemen şu cevabı gönderdi:

—Çeki yollayın. Beğenirsem istediklerinizi gönderirim.

 

Hancisu

Temel iş hanında çay ocağı işletmektedir.

Üst kattaki iş yerlerinden, biri seslenir:

“Temel efendi, dört çay yap, biri açık olsun!”

Çaycı Temel cevap verir:

“Abii…Hancisu açık olsun?”

 

Ben Çekilirim

Dünya malına pek önem vermeyen muhterem bir zat, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğiyle böbürlenen bir adamla karşı karşıya gelir. İkisinden biri kenara çekilmeyince yoldan geçmek mümkün değildir.
Kendini beğenmiş adam karşısındaki fakir kılıklı zatı küçümseyerek:
-Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem, der.
Muhterem zat gayet sakince şu cevabı verir:
-Ben çekilirim.

 

Sayısı Tutmadı

Temel Dursun’a sormuş:
-Ula Temel sen oruçlu oruçlu kaç tane hamsi yersun? Dursun:
-Valla 100 tane yerim heralde. Temel:
-Olur mu, ilk hamsiyi yediğunda oruç bozulur, diğer 99 sayilmaz.
Dursun bu hadiseyi kafaya takıyor. Ve o da yolda giderken gördüğü İdris’e soruyor:
-Ula İdris sen oruçlu iken kaç hamsi yersur? İdris
-Valla 50 tane yerum. Dursun:
-Ula 100 deseydim sana birşey anlatacaktum.

 

Canımı Yaktı

Haylaz Hasan ağlayarak annesinin yanına geldi.
—Neden ağlıyorsun yavrum ne oldu?
—Ali’nin yüzünden elim acıdı.
—Ah benim uslu akıllı oğlum, o yaramaz Ali ne yaptı sana?
—Ali’ye yumruk attım o kenara çekilince elim duvara çarptı.

 

Hafif Ceza

Savcı Temel’e sorar:
-Adamı sen mi öldürdün?
—Hayır.
—Yalan söylemenin cezasını biliyor musun?
—Cinayet işlemenin cezasından hafiftir nasılsa.

 

Suçunuz Ne?

Avukat sanığa sorar:
-Sizin savunmanızı üzerime alırım ama vekâlet ücretimi ödeyecek kadar paranız var mı?
—Hayır, ancak 2000 model Mercedes’im var.
—Mükemmel, peki sizin suçunuz neydi?
—2000 model bir Mercedes çalmak.

 

Neresi Akmıyor ki?

Kaymakamlık binasının aktığı ve tamir gerektiği bildirilince merkezden karşı yazı gelmiş:
“Nerelerin aktığını tek tek bildiriniz.”
Şakacılığıyla ünlü Kaymakam Nurullah Bey cevap vermiş:
-Musluklardan başka her yer akıyor.

 

Kimden Yanasın

Temel’le Cemal kahvede oturmuş sohbet ediyorlardı. Sohbet sırasında Temel Cemal’e sordu: “Ula Cemal, ormanda bir domuza raslasan ne edersun de pakayum?”

“Tüfeğimle ateş ederum da.”

“Ya tüfeğun yoğsa?”

“Kafasına sopayla vururum da.”

“Peçim ya sopan yoğsa.”

“Piçağıla öldürirum oni.”

“De pakayum yanında piçağin da yoğsa.”

“Ula Temel te pakayum baa, sen penden yana misun, yoğsa domizdan yana mi?”

 

Tek Tek Girin

Şaşılıktan muzdarip bir hasta, göz doktoruna gider. İçeriye girdiğinde sorar:

—Hanginiz doktor. Doktor sinirli bir ifadeyle:

—Tek tek gelin beyler.

 

En Yabancısı Olsun

Sonradan zengin olmuş, kendini beğenmiş bir adam, çocuğunu kaydettirmek için özel bir okula gitmişti. Müdür adama sordu:

—Beyefendi çocuğunuza hangi yabancı dili verelim, hangisini öğrenmesini istersiniz.

—Para yönünü hiç düşünmeyin müdür bey en yabancısı hangisiyse onu verin.

 

Kalemimle Geçiniyorum

Sohbet sırasında yaşlı bir amcayla konuşan genç kalemiyle geçindiğini söyleyince yaşlı amca:

-Yaa! Bravo hangi gazetede yazıyorsunuz? diye sordu. Genç gayet rahat ve pişkin bir cevap verdi:

-Herhangi bir gazetede yazmıyorum. Ay başlarında babama paraya ihtiyacım olduğunu yazıyorum…

 

Reçetesiz

Eczaneye giren silahlı soyguncu eczacıya:

—Çabuk kasadaki paraları ver, dedi. Eczacı pişkin pişkin gülerek:

—Kusura bakmayın beyefendi, reçetesiz hiç bir şey veremem.

 

Nefes Alamıyorum

Dursun evinden çıktığında bakmış Temel kendi bahçesindeki bir ağaca belinden kendini asmış duruyor. Hemen gidip ipi kesmiş ve başlamış söylenmeye:

—Ha sen ne yapaysun pöyle daa!

—Hiç kendimi asayrum.

—Ha uşağum benim bilduğum, insan kendini poynundan asayi.

—Pen de öyle yapmişudum ama ipi poynumdan payladuğum zaman nefes alamayrum.

 

Bir Şans Daha

Kendi memleketinde öğretmenlik yapan Temel bir öğrencisiyle bir türlü anlaşamıyordu. Etrafta “çocuğa taktı sınıfta bırakacak” söylentileri yayılmaya başladı. Temel baktı böyle olmayacak çocuğu halkın önünde imtihan etmeye karar verdi. Görsünler bakalım çocuk mu tembel, kendisi mi haksız. Halk stadda toplanmış, Temel de onların önünde megafonla sormuş:

—Söyle bakalım, yedi kere yedi kaç eder?

—Kırk dokuz, diye cevap vermiş çocuk.

Cevapla birlikte staddakiler hep bir ağızdan:

—Bir şans daha ver, bir şans daha ver.

 

Asalet

Kendini beğenmiş iki adam sohbet ediyorlardı. Biri:

—Bizim atalarımız taa Selçuklulara kadar dayanır, deyince diğeri dudak bükerek:

—Ben maalesef atalarımın nereye kadar dayandığı konusunda bir şey diyemeyeceğim, çünkü kayıtların bir kısmı Nuh Tufanında kaybolmuş.

 

Makinist Ölmüş

Temel’in kol saati durmuş. İçini açıp baktığında ölü bir karınca çıkmış.

Temel kendi kendine söylenmiş:

—Makinustun öldüğunu tahmin etmişdum.

 

Taktik

İki kadın kocalarının cimriliğinden söz ediyorlardı. Biri söze şöyle devam etti:

—Fakat ben kocamdan para almanın bir yolunu buldum.

—Yaa nasıl yapıyorsun?

—Ara sıra “annemin evine döneceğim” diye şantaj yapıyorum.

—Eeee…

—O da hemen çıkarıp yol parası veriyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir