Fıkralar-5
Fıkralar-1 | Fıkralar-2 | Fıkralar-3 | Fıkralar-4 | Fıkralar-5 |
ÇUKUR
Mahalledeki bir çukur, ahalinin başına dert olmuştu.
Her gün birçok kişi çukura düşüyor, kafasını gözünü yarıyordu.
Maazallah; her an birinin ölmesi işten bile değildi.
Mahalleli toplandı ve çözümü tartışmaya başladı.
Birisi “Çukurun yanında sürekli bekleyecek bir ambulans bulalım. Düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin” dedi.
Bir başkası “Adam hastaneye gidene kadar kan kaybından ölür. En iyisi bu çukurun yanına bir hastane yapmak” dedi.
Çözüm önerilerini alaycı bir yüzle dinleyen Temel, Ula sizin hiç mi kafanız çalışmıyor? Hep olmayacak şeyler peşinde koşuyorsunuz” diye lafa girdi ve pratik çözüm önerisini söyledi:
“Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım!”
ZARFI KAPATMIŞ
Temel çalışmak için gittiği şehirden, köye babasına mektup yazar. Bildik cümlelerle başlayan mektup, şu notla biter:
“Babacuğum. Acele cevabini bekliyrum. Dedeğum gibi ben iyiyum, ama zarfa biraz para koyarsan daha da iyi olurim. Oğlin Temel.”
Aradan on beş gün geçer ve mektubun cevabı gelir.
Temel büyük heyecanla zarfı açar. İçinden sadece mektup çıkar.
Mektubun sonunda da şöyle bir not vardır:
“Oğlim Temel. Sanan para göndereceydum amma aha bu anan zatfi kapatmiş. Nasip işte. Bir daha ki sefere evladim. İmza. Baban”
KÖPRÜ
Üçüncü Boğaz Köprüsünün yapım işini Japon, Amerikan ve Türklerden oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış.
Japon: ‘Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım’ diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı: ‘Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı’ diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir ‘Oh!’ çekerek yanındakilere dönmüş: ‘İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum’…
SINAV
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler. Hoca önce inanmaz, ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir. Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10’ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır. Bunları kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: “Hangi lastik patladı?”
MÜHENDİSLER
Bir makine Mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi bir gün eski bir araba ile yola çıkmışlar.
Issız bir otobandan geçerken, araba aniden durmuş, baktılar çalışmıyor, Makine Mühendisi ;
– “Ben şimdi hallederim!” diyerek atılmış, önce arabanın altına yatmış, kaputu açmış, bir kaç girişi sıkıştırıp, bir kaç yere çekiçle filan vurmuş ama tık yok!
Başı eğik arabaya geri dönmüş. Bunun üzerine elektrik mühendisi atılmış hemen, o da elektrik girişlerini, sigortaları kontrol etmiş, kablolarla oynamış ama hareket yok!
Bunun üzerine ikisi birden dönüp, bilgisayar mühendisine bakmışlar. Sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayarcı; “Eeee şey, arabadan bir çıkıp tekrar girsek?”
ÇORAP
Ayakları çok fena kokardı. Bir gün bir arkadaşına, birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti.
— Hay hay, dedi arkadaşı. Ama eve git, ayaklarını yıka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
— Söz…
Tiyatroya gittiler. Yerlerine oturdular. Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini burunlarına götürmeye başladı.
— Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
— Vallahi değiştirdim, dedi ve ekledi:
İnanmazsan diye kirlileri de cebime koydum. İşte burada!..