Bayrampaşa’da Aranan Gençlik Bulundu…
‘Bayrampaşa Gençlik İnisiyatifi’ tarafından düzenlenen ‘Bir Gençlik Aranıyor’ adlı program Türkiye’nin birçok yerinden gençlik dernekleri ve STK’ların gençlik kollarını biraraya getirdi.
Bayrampaşa’da bulunan gençlik dernek ve merkezleri ‘Bayrampaşa Gençlik İnisiyatifi’ adı altında ‘Bayrampaşa’da Bir Gençlik Aranıyor’ başlıklı gençlik buluşması için bir araya geldi. ‘Bayrampaşa Gençlik İnisiyatifi’; Bayrampaşa Gençlik Merkezi (BAYGEM), Genç Doku, Genç Öncüler, İnsan Akademisi, İlim Yayma Cemiyeti Bayrampaşa Şubesi, Liman Gençlik Merkezi, Muradiye İlim Merkezi (MİM) ve Pusula Eğitim Kültür Sanat ve Yardımlaşma Derneği’nin bir araya gelmesiyle oluştu. ‘Bayrampaşa Gençlik İnisiyatifi’ düzenlediği bu etkinlikte, Gümüşhane İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş, Araştırmacı Yazarlar Abdullah Yıldız ve Abdülaziz Tantik gençlere hitaben birer konuşma yaptı. Konuşmaların aralarında ise skeç gösterileri sunuldu.
Yeşil Cami Kur’an Kursu öğreticisi Adem Başar’ın Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Dünyevileşme slaytı ile devam etti.
Daha sonra sırasıyla BAYGEM’den Mehmet Temel, Genç Doku’dan Talha Batu, Genç Öncüler’den Erkam Şahin, İnsan Akademisi’den Ömer Faruk Kırpat, Liman Gençlik Merkezi’nden Melih Kahramanlar, Muradiye İlim Merkezi’nden Furkan Durmaz ve Pusula Derneği’den Ömer Faruk Arslanbaş isimli gençler kısa birer konuşma yaptı.
Bu konuşmaların ardından ilk olarak söz alan Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, konuşmasına vizyonu ve misyonu olan, ideali ve iradesi bulunan bir gençliğe duyulan ihtiyaca vurgu yaparak başladı. “Başka bir kültürün genci de olsa vizyonu ve misyonu olmayan bir genç var mıdır?” sorusunu soran Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayatım bütün
hazlarıyla sınırsızca yaşamak isteyen ya da insanları sömürmek
ve bundan nemalanmak isteyenin de misyonu ve vizyonu vardır. Bizim misyonunun ve vizyonunun niteliğini tayin eden bir gençliğe ihtiyacımız var. Yaradılıştan ölüm kapısından sonraki sonsuza uzanan bir hayatta kendisi, ailesi, toplumu, insanlığı için
esenliği, iyiliği, huzuru inşa etmeyi kendisine misyon ve vizyon olarak belirlemiş bir gençliğe. Bu misyon ve vizyonun şartları içinde yaşadığımız zamanın şartlarına göre bazı şekil değişikliklerine uğrayacaktır. Hakkın ve adaletin hakim olduğu bir toplumda yaşasaydık, başka şeyler anlatacaktık. Nasıl bir dünyada yaşadığımızın farkına vararak, nerede hangi davranışı yapacağımızı belirlemeli, hassasiyetlerimizi tespit etmeliyiz. Şu hayatın gidişatını bu anlamda tahlil etmeliyiz.”
“İslam bir inanç, iman unsuru değil, hayatı tanzim eden bir dinin ismidir. Yaradılışla ölüm kapısı arasındaki kısmı hak adalet iyilik temelinde inşa etmektir” diyen
Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“İslam hayattır, tutumdur, eylemdir, alışveriştir, yemek içmektir, düşünmektir. Bütün bu alanlardan İslam’ı boşaltmak isteyenlerden, bazı kavramlarımızı hayattan çıkarttılar. İnsan önce düşünen sonra düşüncesini en uygun şekilde ifade eden bir varlık değil. Kavramlar zihin inşa ediyor. Zihin hayat inşa ediyor. Hayat kader inşa ediyor. Kavramlar çok önemli.
Zihin dünyanızda iffet yoksa iffet, bereket yoksa bereket, vefa yoksa vefa yoktur. İffeti, vefayı, infakı, sevgiyi, onur, şeref sadece isim olarak var. Zihinlerden uzaklaştı gitti. Bunları yüklenecek bir gençliğe ihtiyacımız var. Özgürlük, Allah’tan başka kimseye kul olmamak demektir. Adaleti hayattan sürgün ettiler. Allah dostumuzdu, namaz kılan müminler dostumuzdu, Allah Resulü dostumuzdu ama İslam coğrafyasında bile nikahsız birlikteliğin adı ‘dostluk’ oldu. Allah’a aşıktık, iyiliğe aşıktık, adalete aşıktık ama parklarda ağaç altında yapılan edepsizliğin adı aşk oldu.”
Prof. Dr. Celalettin Vatandaş’ın ardından kısa bir skeç sahne aldı.
Sonrasında Araştırmacı Yazar Abdullah Yıldız söz aldı. Konuşmasında hayatı kavramlarla kurmanın yanı sıra gençlere rol model olacak eğitim ve terbiyeye dikkat çeken Abdullah Yıldız ise Hz. Lokman’ın oğluna yaptığı tavsiyeleri hakkında bilgi verdi. İlk olarak söz konusu kavramların nasıl hayat içinde uygulanabilir olacağına değinen Abdullah Yıldız, şunları söyledi:
“İffet, bereket, adalet gibi kavramlardan bahsettik. Bu kavramları yeniden inşa etmekten bahsettik. Bir Müslümanın kuşanması gereken vasıfları, Kur’an bir hoca öğrenci ilişkisi içinde sunduğu Peygamberlerin hayatı üzerinden inşa eder. Lokman Aleyhisselamın oğluna tavsiyelerinden bahsedeceğiz. Kendinizi Hz. Lokman’ın oğlu yerine koyun, Hz. Yakup’un oğlu Yusuf peygamber yerine koyun.”
“Gençlerimizi sadece bilgilendirerek yanlış mı yapıyoruz? Onları terbiye etmek, eğitmek için bu rol model olacak kuşaklarla araya duvarlar mı ördük? Eğer biz Hz. Lokman gibi çocuklarımızı terbiye etme konusunda, bir model insan ile eğitilen insan arasındaki ilişkiyi yeniden kurgulamazsak bu gençliği sadece güzel sözler söyleyen ama hayat tarzına gelince iPhone’un düğmesine bastığında karşı karşıya geldiği bir hayat tarzına mahkûm ederiz.”
Programa konuk olan ve bir selamlama konuşması yapan eski Bayrampaşa Belediye Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge ise şunları söyledi:
“BAYGEM’in başında olan kardeşlerimi, saygıdeğer hocalarımı, gençlerimizi, geleceğimizin emanetini görünce duygulanıyorum.
Bu İnisiyatifi oluşturan BAYGEM’e ve gençliğin yeniden inşası için çalışan derneklere, arkama baktığımda beni mutlu sahnelerle uğurlayan siz gençlere, onların abileri ve hocalarına teşekkür ediyorum. Bana bu güzelliği yaşattığınız için Allah sizden razı olsun. Kelimeleri ve kavramların içini doldurmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm. Öğrencinin yerine talebe, öğretmenin yerine muallimin ikame edilmesi gerektiğini görüyorum. Talebeler bardak muallimler tertemiz su kaynağıdır. 28 Şubat sürecinde inanmış gençliğin üzerinden silindir gibi geçildiğini gördükten sonra bu manzaraya hamdediyorum.
Bugün Tuna Lisesi’nde hocalık yaptığım zamanlarda koridorda yürürken öğrencilerime söylediğim sözlerimi hatırladım. Üzerinden 17 yıl belediye başkanlığı ve 2 yıl da milletvekilliği yapmış biri olarak o gün gençlerimize söylediğim sözler şunlardı: “Gençler iffetinizi, haysiyetinizi, inançlarınızı satmayın.” Ama o geceyi zor geçirdim. Ertesi gün ders verdiğim sınıflara tekrar girerek dedim ki, “Haysiyetinizi, iffetinizi, anne babanızı, Allah’a olan inancınızı satmayın, kiraya da vermeyin.”
Hüseyin Bürge’nin konuşmasının ardından bir küçük skeç daha sergilenirken daha sonra Muradiye Eğitim Merkezi Koordinatörü Araştırmacı Yazar Abdüllaziz Tantik söz aldı.
Sözlerine gençlerin ideallerine sahip çıkması tavsiyesiyle başlayan Abdülaziz Tantik, şunları söyledi:
“İdealinize sevdalı olmanız gerekiyor. Sevdanın ne olduğunu siz bizden daha iyi biliyorsunuz. Bizim idealimiz Alla’hı memnun edecek bir idealse bu büyük bir aşk, metanet, sabırla bir yol bulmalıdır. Yola çıkmayanın ideali ve sevdası olmaz. Bu yol kendi azığını size sunacaktır. Yeter ki “emrolunduğun gibi dosdoğru ol” sözüne uymak için gereken çabayı gösterelim.
İdeal ne demektir. En temelde düşünmek demektir. İnsanı diğer varlıklardan en temel şey, düşünebilmektir. Soyut ve somut idealler diye bir başlık açmaya gerek yok çünkü bu ayrım bu modern zihniyeti parçaladığı bir şeydir. Somut da soyut da Allah’a aittir. İnsan soyut ve somutu içinde taşıyan yegane varlıktır. Hayat iman ve cihattan ibarettir. İmanı bir ağaç olarak düşünürseniz meyvesi cihattır, çaba, gayret, emektir.”
Program sonrası fuayede konuşmacı, dernek yöneticileri ve gençler bir araya gelerek hasbihal ettiler.
Pusula Derneği olarak emeği geçen bütün kardeşlerimize başta Baygem olmak üzere teşekkür ediyoruz. Hayırlara vesile olmasını Rabbimizden diliyoruz.